2023 takvim yılında çıkması planlanan AAA oyunlar arasında belki de en fazla beklentiye sahip yapım olan Star Wars Jedi: Survivor, raflardaki yerini aldı. 2019’da piyasaya sürülen Star Wars Jedi: Fallen Order‘ın halefi konumundaki oyun, İmparatorluk’un şiddetine karşı koyan Jedi Şövalyesi Cal Kestis’in ahlaki çatışmalarla dolu sürükleyici hikayesini devam ettiriyor. Heyecan verici ışın kılıcı dövüşleri, fizik kurallarına meydan okuyan platform dinamikleri, zorlu bulmacalar ve daha fazlası, tıpkı ilk oyunda olduğu gibi Survivor’da da karşımıza çıkıyor.
Fallen Order’ın birçok açıdan tüm zamanların en iyi Star Wars oyunlarından biri olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün. Serinin ikinci halkası, bazı sorunlara rağmen bu iddiayı devam ettirecek bir deneyim yaşatıyor. Hikaye anlatımında büyük değişikliklere sahne olan yapım, Cal’ı galaksinin ücra köşelerine götürüyor ve onu kendi içine döndüğü zorlayıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Çevresindeki tehlikelerin yanı sıra kendi içindeki karanlık güçlerle de mücadele etmek zorunda kalan kahramanımız, incelikle yazılmış kusursuza yakın bir Jedi hikayesinin tam merkezini oluşturuyor.
Star Wars Jedi: Survivor’ın ilk açılış sahnesinden itibaren kendinizi sanki bir sinema salonunda ikonik seriden en son filmi izliyormuş gibi hissediyorsunuz. Yüzler net, duygu yüklü ve ses tasarımı olabildiğince gerçekçi. Atmosfer ve ortam o kadar iyi ki, sadece mekan tasarımları dahi hikayeyi tek kelime etmeden anlatıyor. Survivor, Fallen Order’daki olaylardan yaklaşık beş yıl sonra, Galaktik İmparatorluğun giderek daha fazla hakim olduğu bir düzende geçiyor.
Kahramanımız Cal, kendisini yakalayan İmparatorluk güçlerinin elinden kaçtıktan sonra kendini Koboh gezegeninde buluyor ve burada ulaşılamaz olduğu varsayılan efsanevi bir gezegen olan Tanalorr‘a gitmek için bir ipucu taşıyan bir The High Republic Jedi protokol droidi keşfediyor. İmparatorluğun etkisinden arınmış bu bölge, Cal için fiili bir operasyon üssü oluyor. Serideki açık ara en büyük gezegen olan Koboh, yapıları, keşfedilecek konumları, görevleri ve görülecek yeni karakterleriyle son derece yoğun olması nedeniyle titizlikle inşa edilmiş bir harita havası veriyor.
Cal Kestis, Mantis mürettebatını yeniden bir araya getirmeye koyuluyor ancak çabaları, Tanalorr’u onlarca yıl önce keşfeden ve doğru zamanı kollayan eski bir The High Republic Jedi’ı tarafından engelleniyor. Survivor’ın hikayesi, High Republic ile Revenge of the Sith sonrası vuku bulan olaylara dair etkileyici bir bağlam sunuyor. High Republic’teki olaylar, Anakin Skywalker’ın yaşadıkları ekseninde Jedi’lara korkunun kötülüğe giden yol olduğunu öğretmişti. Star Wars Jedi: Survivor da bu fikirle hareket ediyor ve korku kavramını ve hem bir savaştan hem de halkına yönelik bir soykırım saldırısından kurtulan Cal gibi biri için ne anlama geldiğini irdeliyor.
Korku teması ve bunun onu nasıl değiştirebileceği Cal’ın yolculuğunun merkezinde yer alırken, Survivor’ın ana düşmanları da bu odaktan yararlanarak Cal’ın eylemleri üzerine düşünmesi için birer engele dönüşüyor. İlk oyun, Cal ve ekibine sıkı bir şekilde odaklanmıştı, ancak Survivor’da hikayeye yeni karakterin dahil edilmesi, yan görevler, zorluklar, ödül avcıları ve daha fazlasının olması, çok daha sürükleyici bir deneyim yaşatıyor. Yeni binek sistemiyle etrafta dolaşmak, yeni insanlarla karşılaşmak, yol boyunca karşınıza çıkacak zorlukların üstesinden gelmek, epey keyifli hissettiriyor.
Fallen Order’da biraz kafa kafa karıştırıcı olan Holomap yeniden düzenlendi ve modernleştirildi. Yukarıda da bahsettiğim gibi Cal’ın arazide seyahat etmesine yardımcı olacak eğlenceli bir binek sistemi bulunuyor. İlk oyunu deneyimleyen oyuncular, genel oynanışın ne kadar hızlı olduğunu hemen fark edeceklerdir. Yüksek konumlara daha hızlı tırmanan Cal, genel olarak çok daha çevik ve tüm özellikleri bir Jedi’dan bekleneceği gibi daha akıcı. Elbette oyunda ilerledikçe kahramanımız yeni beceri ve güçler kazanıyor. Bunlardan bazıları, belirli düşman türlerine karşı işimizi epey kolaylaştırıyor.
Fallen Order’a yöneltilen eleştirilerden biri olan düşman çeşitliliğinin Star Wars Jedi: Survivor‘da giderildiğini söylemek mümkün. Haritada ödül avcıları, droidler ve her türden canavarla karşılaşıyorsunuz. Ayrıca oyunda bir tür intikam sistemi de var. Örneğin bir dövüşte yenildikten sonra haritada sarıyla vurgulanan düşmanı bu kez yere serdiğimizde ödüller alıyoruz. BD-1 hala bizi iyileştiren ve kapıların kilidini açan arkadaşımız olsa da, Cal’a hikayenin belirli bölümlerinde başka karakterler de katılıyor. Blaster kullanan Bode veya sihir kullanan Merrin, daha zorlu dövüşlerle başa çıkmasına yardımcı olmak için belirli hikaye görevlerinde bize yardımcı oluyor.
Oyunda iki yeni Stance bulunuyor: Blaster ve Crossguard. İlki, Cal’a menzilli bir dövüş stili sağlarken, ikincisi yavaş ama hasar oranı yüksek vuruşlar sunuyor. Her ikisinin de avantajları var, ancak Blaster hareket halinde çok daha iyi bir hissiyat veriyor. Bunların haricindeki Stance tarzları arasında tek bir ışın kılıcı kullandığınız Single, daha akıcı kombolara izin veren Double Blade ve çift el ışın kılıcı taşıdığımız Dual Wield yer alıyor. Düşmanları öldürerek ve görevleri tamamlayarak force puanı kazanıyorsunuz. Meditasyon noktalarında yetenek ağacınızı geliştirebileceğiniz gibi, ilk oyundan farklı olarak hızlı seyahat edebiliyorsunuz.
Bir diğer farklılık ise Cal’ın otomatik olarak tırmanabilmesi ve yüzeylere kilitlenebiliyor olması. Bu, bir aksiyon sırasında zıplama tuşuna basmadığınız için ölmekten kurtulacağınız anlamına geliyor. Survivor’da yardımcı bir ipucu sistemi de var. Fakat yalnızca bir bulmacanın ortasındayken oyunu boşta bırakırsanız veya takılıp kalmış gibi görünürseniz ortaya çıkıyor. Bu anlamda oyuncunun zekasına saygı duyduğunu söyleyebiliriz. Oyunda çok kapsamlı bir özelleştirme sistemi bulunuyor. Cal’ın saç ve sakalını dilediğiniz tarza sokabiliyorsunuz. Ayrıca kıyafetinizi de değiştirebiliyorsunuz. Cal Kestis dışında BD-1 ve ışın kılıcınız için de çeşitli kozmetik ve özelleştirmeler mevcut.
Son bir not olarak, Star Wars Jedi Survivor‘ın teknik performansına da değinmek gerek. Ben oyunu PlayStation 5‘te deneyimledim. Ara sıra tuhaf takılmalar, çökmeler, glitch ve bug’larla karşılaştım. Örneğin bir tanesinde, duvardan yukarı tırmanmak isterken kendimi bir anda kalın boruların içinde buldum. Girdiğim yerden bir çıkış yolu olmadığı için oyunu kapatmak durumunda kaldım ve haliyle ilerlemem de kayboldu. Ayrıca PC sürümünde de performans, kararlılık ve donanım optimizasyonu ile ilgili de çeşitli teknik sorunlar var.
Buna rağmen oyun, neredeyse akla gelebilecek her şekilde genişletilmiş. Daha iyi bir harita tasarımı, sizi hikayenin içine sokmayı başaran atmosfer, akıcı savaş mekanikleri, bulmacalar, yan karakterler ve daha fazlası, kesinlikle takdiri hak ediyor. Ayrıca muazzam ses tasarımı da deneyimi zenginleştiren bir faktör olmuş.