Yılın en çok beklenen oyunlarından Call of Duty: Black Ops 6, 25 Ekim itibarıyla tüm platformlar için resmi çıkışını gerçekleştirdi. Yayıncı koltuğunda Activision’ın oturduğu oyun, ilk günden Xbox Game Pass‘e eklenişiyle seri tarihinde ilke sahne oldu. Treyarch ve Raven Software tarafından ortaklaşa geliştirilen yapım, dünya tarihinin en karmaşık dönemlerinden biri olan 90’larda geçen sürükleyici bir casus-gerilim hikayesi sunuyor. Öyle ki, oyunun neredeyse her anında kendinizi Hollywood yapımı yüksek bütçeli bir aksiyon filminde hissediyorsunuz.
Black Ops 6’nın tek oyunculu campaign yani hikaye kodu, 90’lı yıllarda Körfez Savaşı ve hükümete karşı artan güvensizlik ortamını merkezine alıyor. Black Ops serisinin ölmesine kesinlikle izin vermediği işkence görmüş eski karakteri Frank Woods, Black Ops 6’da yeni bir karakter kadrosuyla birlikte geri dönüyor ve yanlış giden bir görevin ardından tehlikeye giriyor. Bu da onları tamamen kendi başlarına bir komployu çözmeye itiyor.
Bir zamanlar her yıl Call of Duty’nin hikaye modunu merakla beklerdim, ancak son yıllarda bu durum değişti. 2022’de çıkan Modern Warfare 2’nin hikayesi ağızda kötü bir tat bıraktı. 2023’te çıkan Modern Warfare 3 ise belki de seri tarihinin en kötü tek oyunculu deneyimini sundu. Black Ops 6’ya bu kötü trendi sürdüreceği endişesiyle girdim ancak hoş bir sürprizle karşılaştım. Black Ops 6 senaryosu, açık uçlu görevlerle karışık sıkı, aksiyon dolu, doğrusal görevlerle çoğunlukla iyi vakit geçirmenizi sağlıyor.

Black Ops 6 hikayesindeki birkaç görev oyunculara açık dünya bir Call of Duty oyununun nasıl olabileceğine dair küçük bir tat veriyor ve bir görevden diğerine bolca çeşitlilik olmasını sağlıyor. Bir görevde ekipmanlarına sabotaj yapmak için gizli bir düşman yerleşkesine sızarken, bir diğerinde bir havaalanı terminaline silahlı saldırı düzenliyoruz. Oyunda kendimize görevler seçtiğimiz bir güvenli ev karargâhı yer alıyor. Burada görevlerde ele geçirdiğimiz paraları kullanılarak yeteneklerimizi ve karakterimizi yükseltebiliyoruz. Bu, hikaye moduna gerçekten çok büyük bir değeri katıyor.
Daha önce, karakter modelleri vücudun dört farklı bölgesinde hasar alıyor ve hasara tepki veriyordu, ancak Black Ops 6 bu sayıyı şimdi dokuz bölgeye çıkarıyor ve her biri bölgeye ve hasarın alındığı yöne göre kendi özel hasar ve ölüm animasyonlarına sahip. Ayrıca köşeleri dönerken silahımızın konumunu otomatik olarak dinamik bir şekilde değiştirebiliyoruz. Silahlar, halihazırda yöneldiğiniz yöne doğruluyor ve böylece kendimizi manuel olarak değiştirmek zorunda kalmadan hedefleri vurmak daha kolay ve sorunsuz hale geliyor.
Black Ops serisinden alışılageldiği üzere, serinin son oyunu da bir kez daha seçimler üzerine ilerleyen bir hikayeye sahip. Call of Duty çizgiselliğe karşı koymaya devam ederken, Black Ops 6 bazı açık uçlu seviyelerin yanı sıra hafif rol yapma unsurları da sunuyor. Görevler boyunca alternatif rotaların kilidini açmak için senaryo boyunca karakterlerle sohbet edebiliyor ve takas yapabiliyoruz. Ayrıca silahla veya sessizce saldırmak gibi daha geleneksel seçenekler de var, ancak gizlilik unsurunun hikayeye çok iyi bir şekilde yedirildiğini ve çoğunlukla görevlerde etrafı velveleye vermeden işimizi halletmemiz gerekiyor.

Call of Duty: Black Ops 6 hikayesi, oyun ve ortam çeşitliliği ile dikkatinizi sürekli tutacak kadar ilginç bir anlatı sunuyor. Ana oyuncu kadrosunun harika performansları, karakter odaklı olay örgüsünü ve görevleri destekliyor. Yukarıda da belirttiğim gibi merkezde Körfez Savaşı var, ancak tarihin arka planında yaşanan olaylara dair çok fazla bir yorum var. Tabii, Saddam Hüseyin ve Irak’ın Kuveyt’i işgalini bu yorumdan ayrı tutmakta yarar var. Ayrıca Çöl Fırtınası Operasyonu da her açıdan son derece gösterişli bir deneyim yaşatıyor.
Yine de Black Ops 6’da casus gerilim hikayelerini sevenleri cezbedecek birçok unsur var. Örneğin, bir bölümde muhabir kılığında Washington DC’de dönemin Valisi Bill Clinton’ın katıldığı gösterişli bir siyasi etkinliğe sızıyor ve peşinde olduğumuz bilgiye erişmeye çalışıyoruz. Bu amaçla, çözülmesi gereken bulmacalar var. Bunlardan bazıları, bizim isteğimize bağlıyken, bazıları ise bölümü geçmek için elzem niteliği taşıyor. Ayrıca diğer karakterlerden ekstra bilgi alacağımız ve onların hakkında ilginç bilgiler edindiğimiz bir diyalog ağacı da mevcut.

Black Ops 6’nın yüksek prodüksiyonlu hikayesindeki birkaç bölüm, hayatta kalma korku deneyimine yaklaşıyor ve Black Ops alt serisinin bilim kurgu eğilimlerine yoğun bir şekilde dalan bazı görevler ilk başta garip geliyor, ancak oyunun en unutulmaz bölümlerinden bazıları haline geliyor. Ana üç görevin füze rampalarını yok etmek olduğu çöl görevi, benim şu ana kadar en keyif aldığımız Black Ops bölümlerinden biriydi. İsteğe bağlı çok sayıda görevin yanı sıra ekibimizle birlikte haritada dağınık olan görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz.
Çoğunda gizlilik esas olduğu için istihbarattan yararlanmak ve hangi hedefin ne zaman yok edileceğini belirlemek önemli oluyor. Black Ops 6 hikayesinde oynanış açısından asla sıkıcı bir an olmamakla birlikte, her şey biraz fazla hızlı bitiyor. Öyle ki, campaign modu yaklaşık beş saat gibi bir sürede tamamlanabiliyor. Ayrıca hikaye temelde oynanış ve görevler kadar etkileyici değil. Olay örgüsü biraz yapmacık, karakterler yavan ve bir zamanlar serinin alametifarikası olan duygu yoğunluğundan yoksun. Toparlayacak olursa, olumlu ve olumsuzları bir araya topladığımızda Black Ops 6’nın genel olarak keyifli bir deneyim yaşattığını söylemek mümkün.

