Fantezi yazarı Brandon Sanderson tarafından oluşturulmuş bir bilim kurgu evreninde geçen Moonbreaker, sıra tabanlı masaüstü strateji oyunu olarak tanımlanıyor. Özellikle minyatür masa üstü ve koleksiyon kart oyunlarını sevenlere hitap eden yapım, Subnautica serisinin yaratıcıları Unknown Worlds tarafından hayata geçirildi. Gerçek zamanlı bir strateji oyunundan (RTS) çok daha fazlasını sunan Moonbreaker, inanılmaz derecede gerçekçi bir minyatür dünyasına sahip.
Eğlenceli karakter tasarımları, derinlikli evreni, dengeli rekabet sistemi ve savaş mekaniği ile takdirimizi kazanan oyun, gerçekten heyecan verici bir deneyim vadediyor. Moonbreaker, Steam üzerinden PC ve Mac platformlarında 29 Eylül‘de Erken Erişim’e açılacak. Oyunu bu tarihten önce deneyen şanslı kişilerden biri olarak, oyunun daha önce oynadığım hiçbir gerçek zamanlı stratejiye benzemediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Moonbreaker’ın Oynanışı Nasıl?

Yayıncılığını Krafton‘un üstlendiği sıra tabanlı strateji oyunu, son derece zengin ve derin bir oynanışa sahip. Her maç, ordunuzun yörüngedeki amiral geminizden savaş alanına mevzilenmesiyle başlar. İki oyuncu, bir kaptan ve 10 savaşa hazır birimden oluşan önceden seçilmiş kadrolarla rastgele bir arena haritasında kafa kafaya mücadele eder. Bu, üç fraksiyonun (Kaptanlar, Mürettebat ve Destek) herhangi bir kombinasyonundan oluşan, sahada toplam 11 olası ekip sağlar.
Daha sonra bu ekipleri özel paletler, özelleştirilebilir ekip afişleri ve profesyonel dijital boyama araçları ile kişiselleştirebiliyorsunuz. Erken Erişim başlangıcında sınırsız ekip kombinasyonu elde edebileceğiniz 50’den fazla birim ve üç ana kaptan olacak. Birim mevcudiyeti veya kombinasyonları üzerinde herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Tabii, bunları oyun yoluyla açmanız gerektiği dışında.

Oyuncular önceden üç ‘assists’ setinden birini seçerler – bunlar maç sırasında ‘geminizin’ birimlerinize sağladığı güçlendirmeler veya avantajlardır. Bu güçlendirmeler iyileştirme, doğrudan hasar, ekstra savunma ve daha fazlasını içerebilir. İlk tur, her oyuncunun kaptanını rastgele haritanın karşı taraflarına yerleştirir. Haritalar küçük gibi görünebilir, ancak benim için yeterli boyutta.
Her turdan sonra Cinder isimli bir para birimi kazanıyorsunuz. Önceki her turda bir seferde bankaya yatırılabilen Cinder sayısı üç. Bunlar, özel birim yeteneklerini açmak, sahaya yeri birimler yerleştirmek ve daha fazla kombinasyon hazırlamak için kullanılır. Maçı kazanmak için diğer oyuncunun kaptanını öldürmelisiniz. Her tur 10 ila 15 dakika sürer. Saldırıya karşı cevap vermek ve farklı taktikler keşfetmek için yeterli zamanınız olacak. Rekabet son derece canlı ve tempolu, Ayrıca sunulan taktik esnekliği de cabası.
Minyatür Boyama ve Özelleştirme

Moonbreaker‘ı denemek için en çok heyecanlandığım kısmı minyatür boyama ve kişiselleştirmeydi. Oyunu oynarken, fiziksel bir minyatür oyununun hissiyatını tadıyorsunuz. Dijital boyama araçları ve özelleştirme sistemi, kendi tarzınızı yansıtmak için harika bir alan sunuyor.
Boyaları, gerçek bir plastik veya minyatür üzerine uyguluyor gibi hissediyorsunuz. Paletteki renkleri karıştırabilir, yüzlerce metalik, astar, yıkama, airbrush tonu ve mürekkep arasından seçim yapabilir ve hatta fırça basıncı, noktalama, kuru fırçalama ve daha fazlası gibi şeyler için ayar yapabilirsiniz. Erken Erişim’de kullanabileceğiniz her birim tamamen boyanabilir olacak. Moonbreaker Playtest’te sadece birkaç düzine boya mevcutken, oyun çıktığında yüzlerce renk paleti olacak.
Mikro İşlemler ve Para Kazanma

Moonbreaker’da pay-to-win mekaniği bulunmuyor. Yani kazanmak ödeme yapmanız gerekmiyor. Mikro ödeme sistemleri, oyun içinde satın alabileceğiniz varlıklardan oluşur. Buna öğeler, kostümler, premium özellikler ve daha fazlası dahildir. Bu yaklaşım, son dönemde sıkça tartışılır hale geldi. Hatta Hollanda gibi bazı ülkeler etik olmayan mikroişlem modellerinin kullanımını yasaklama kararı aldı.
Moonbreaker, ücretli özelleştirmeler, görünümler, boya şemaları ve çok daha fazlasını sunuyor ancak bunları sadece oyunda kazandığınız Cinder ile alıyorsunuz. Oyunun bu yaklaşımı kalıcı olarak benimseyip benimsemeyeceğini zamanla göreceğiz.