Close

Giriş

Close

Register

Close

Lost Password

Compass of Destiny: Istanbul İnceleme

Türk oyun geliştiricilerin elinden çıkan ve 17. yüz yıl Osmanlı'sında geçen Compass of Destiny: Istanbul'un erken erişim yapısını inceliyoruz. Oyunun tüm artı ve eksi yönlerini analiz ediyoruz.

Compass of Destiny: Istanbul inceleme yazımıza hoş geldiniz. Daha önce Ronin: Two Souls isimli açık dünya samuray oyunu ile ilk kez karşımıza çıkan M11 Studio, bu kez de 17. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda geçen ve RPG ögeleriyle soslanmış bir izometrik aksiyon oyunu ile karşımızda. Yayıncılığını 5Deniz’in (eTail) üstlendiği bu yapımın incelediğim sürümünün erken erişim ve oyunun 0.4 sürümü olduğunu da belirteyim.

Öncelikle, oyunun erken erişim sürecinde olması nedeniyle bazı eksiklikler ve hatalarla karşılaşacağımı biliyordum ancak erken erişim süreci için bile biraz fazla hatayla ve aksaklıkla karşılaştığımı söyleyerek başlamak isterim. Ancak, bu hataların hızlıca aksiyon alınarak düzeltilmesi ve bazı sistemlerin revize edilmesiyle çok iyi yerlere gelebilecek, potansiyeli çok yüksek bir oyun ile karşı karşıya olduğumuzu da görebiliyorum.

Bu bir erken erişim oyunu olduğu için oyunun potansiyelinden, eksiklerinden ve artı yönlendiren bahsederek sizlere oyunun yapısını ve başarmak istediği şeyleri anlatmaya çalışacağım. Ayrıca geliştirici ekibe bir geri bildirim olması adına deneyimlediğim bazı aksaklıkları da aktaracağım.

Compass of Destiny: Istanbul Hikayesi

Compass of Destiny: Istanbul İnceleme

Compass of Destiny, 17. yüz yıl Osmanlısında esir düşmüş bir Venedik Prensi ile oynadığımız bir yapım. Fantastik unsurları da içerisinde bulunduran oyunda, zaman zaman büyülü eşyalar ile karşılaşıyor zaman zaman ise aynalardan çeşitli tarihi anılara tanıklık ediyoruz. Ayrıca eski İstanbul sokaklarında görevden göreve koşarak kayboluyoruz ve az önce bahsettiğim fantastik bölgelerden olan Fıtrat Alemleri’nin sırlarını çözüyoruz. Spoiler vermemek adına hikayeyi burada kesiyorum.

Eski İstanbul’da Dolaşmak

Compass of Destiny: Istanbul İnceleme

Öncelikle İstanbul‘dan bahsederek konuya girmek isterim. Başlangıçta yer alan ve bana göre oyuna giriş yapmayı ve sürükleyiciliği bir hayli baltalayan giriş bölümün geçtikten sonra, İstanbul sokaklarına dalıyoruz. Şehir çok güzel tasarlanmış ve buram buram emek kokan yapıları görebiliyorsunuz. Eski dönem İstanbul’unda gezip yan görev kovalamak, rastgele olaylara denk gelmek, ticaret yapmak ve hatta girip milletin evini soymak gibi mekanikler ile yapılabilecek şeylerin sayısı bir hayli yüksek. Oyun erken erişim olmasına rağmen, şimdiden içerik bol.

Oyunda bol bol ara sahne mevcut ve hepsine özenildiği bir hayli belli. Seslendirmeler ve yazıların birbirini tutmadığı veya seslendirmenin eksik olduğu bazı noktalar görsem de, yukarıda da belirttiğim gibi, henüz pek iyi olmayan animasyonlara rağmen güzel bir hikaye sunumu ortaya çıkarıyor. Seslendirme eksikliği bazen oyunun hikaye sunumunu baltalasa da, bunlar zamanla aşılamayacak şeyler değil. İstanbul’un renk paleti, grafikleri, harita tasarımı ve dizaynı beni şimdiden memnun etti.

Emek Kokan Bir Evren

Compass of Destiny: Istanbul İnceleme

Compass of The Destiny: İstanbul hikayesinden yukarıda bahsettim ancak spoiler vermek istemedim. Endişelenmeyin, yine spoiler yok ancak bu evrenden bahsetmeden geçmek olmaz. M11 Studio ekibinin kurduğu bu evrende çok uzun saatler geçirmek istiyorum. Aşağıda yapacağım eleştirilerin tümünü yapıcı olarak yapmaya çalışıyorum çünkü bu evrene mutlaka ama mutlaka geri dönmek istiyorum. Kendi kültürümüzden karakterler ile tanıdık bir mimari ve gerçek hikayelere bol bol göndermeler ile böyle bir evrende yer almak harika hissettiriyor.

Aşağıda bahsedeceğim hatalar ve eksiklikler giderildiği taktirde, hikayesi ve evreniyle parıl parıl parlayacak bir oyun Compass of Destiny. Ölüler Alemi, Fıtratlar Alemi ve İstanbul sokakları arasında gidip gelmek, parkurlarla uğraşmak, akılda kalıcı karakterlerle sohbet etmek, fantastik ve gizemli sırlarla uğraşmak, hem insansı hem de fantastik düşmanlarla dövüşmek… Ah şu erken erişim hataları olmasa da, hepsinin tadını doya doya çıkarsam dedim hep içimden. Şimdiden, ekibin hiç acele etmemesini ve temelleri sağlam olan bu evreni ilmek ilmek işlemesini istiyorum ki tam sürümde bu harika evrene kapılıp gidelim.

Savaş Mekanikleri ve Aksiyon

Savaş Mekanikleri ve Aksiyon

Biraz da Compass of Destiny’nin savaş mekaniklerinden bahsedelim. Öncelikle, oyunda Osmanlı tokadı var! Evet, savaş mekanikleri kısmında en çok bayıldığım özellik. Oyunda kılıç, yay ve kalkan olmak üzere üç silahımız var ve bunun yanı sıra bazı büyülü güçlerimiz ve özel hareketlerimiz de mevcut. Yine erken erişim olan bir oyuna göre düşman çeşitliliği oldukça fazla ve hepsinin kendilerine özel saldırıları olduğu için savaşmak çeşitli ve keyifli hale geliyor. Ancak, oyundaki animasyonların çok yavan kaldığını ve birkaç saat içerisinde size baygınlık yaşatabileceği de bir gerçek.

Evet, erken erişim ve düşük bütçeli bir oyun var karşımızda ancak bu kısımda yapıcı eleştirilerde bulunmak isterim. Özellikle oyunu gerçek bir oyun yapan “mekanikler” kesinlikle daha eğlenceli olmalı. Özel güçlerimiz eğlenceli olsa ve oyuna çeşitlilik katsa da, hafif ve ağır saldırılar çok sırıtıyor. Hem bizim hem düşmanların saldırıları sırasında animasyonlar kesintiye uğruyor, tek düze görünüyor ve bol bol savaştığımız bir oyunda da bunlar göze batıyor. Bu kısım üzerinde biraz daha çalışıldığında, çok daha rafine, eğlenceli ve potansiyel vaat eden bir savaş sistemi bizleri bekliyor diyebilirim.

Erken Erişim Biraz Fazla “Erken”

Compass of Destiny: İstanbul

Compass of Destiny biraz fazla erken erişim. Örneğin, başlangıç ekranında güç ve zeka gibi yollar seçtiğimiz seçim ekranında bana ne vereceğini bilmeden “güç” yolunu seçtim. Bana ne vereceği ise benim seçimimden sonra ortaya çıktı. Seçeceğim yolun avantajlarını ve dezavantajlarını önceden görmek isterdim açıkçası. Evet, seçime geri dönme ekranı var ama neden böyle bir detayla uğraşmak isteyeyim? Bu kısmın biraz daha elden geçirilmesi gerek.

Oyunun diyaloglarına gelirsek, Türkçe seslendirme başarılı. Bu kadar küçük bir ekip için her diyaloğu seslendirme çabası, verilen emek ve ortaya çıkan iş oldukça tatlı. Ancak, diyalogların yazım dili bir hayli basit. Gerçekçilikten uzak, çok fazla oyun oynuyorum hissi yaşatıyor. Ayrıca yukarıda oyuna RPG soslu demiştik ya; evet, seçimli konuşmalar var ancak bu seçimlerin bazıları kesinlikle ve kesinlikle ani ölüm ile sonuçlanıyor. Bu da biraz işin kolayına kaçmak gibi geliyor.

Bunun yanı sıra Compass of Destiny: İstanbul’da birçok hatayla da karşılaştım. Erken erişim oyunlarda hatalar olur ve bunlar geri bildirimler ile giderilir tabii ki ancak yalnızca birkaç saat içerisinde gördüğüm hata sayısı beni hayrete düşürdü. Kendi kendime ölmem, henüz saldırıya geçmemiş düşmana dokunarak ölmem, kayıt dosyamın bozulması, envanterimdeki eşyaların yok olması gibi oyun kırıcı hatalara da bu kadar sık rastlamak pek iç açıcı değil.

Özetle; animasyonların ve hikaye gidişatı ile anlatımının, tam sürüme kadar mutlaka cilalanması gerek. Ayrıca en azından oyun kıran hataların hızlı bir müdahale ile çözülmesi gerek. Ayrıca sık sık kendime “ne yapıyorum ben şuan?” diye sorduğum bazı anlardan yola çıkarak oyundaki diyalogların biraz daha o evrene bizleri sokması ve amacımıza giden yolda bizleri teşvik etmesini dilerim.

Sistem Gereksinimleri ve Optimizasyon

Compass of Destiny: İstanbul

Oyunun önerilen sistem gereksinimlerinin Intel Core i7-5930K, 12 GB RAM ve GTX 3060 olduğunu görüyoruz ancak benim elimde Intel Core i5 13600, 32 GB RAM ve RTX 4070 içeren bir sistem olmasına rağmen; düşük, orta ve yüksek ayarlarda optimizasyon ile ilgili bir sorun yaşamasam da, Ultra ayarlarda 70 FPS’i geçemediğimi ve yer yer 40 FPS civarına düştüğümü belirtmeliyim.

Compass of Destiny: İstanbul İnceleme Sonucu

Compass of Destiny: Istanbul İnceleme

Bazı mekanikler tam oturmadığı ve zamanla değişebileceği için Compass of Destiny: Istanbul erken erişim incelemesini burada noktalıyorum. Tam sürüm geldiğinde, çok daha detaylı bir şekilde bu oyunu yeniden incelemek istiyorum. Oyunun 0.4 numaralı erken erişim sürümünü özetlemek gerekirse:

Elimizde, güzel tasarlanmış bölüm dizaynları, çeşitlilik ve içerik açısından zengin, hikayesi ve oynanış mekanikleriyle içerisine çeken bir oyun var. Oyunun erken erişim olmasında mütevellit hatası bol ve animasyonları zayıf bir oyun ile de karşı karşıyayız aynı zamanda. Tabii, bu bahsettiklerimin tümü zamanla düzeltilebilecek şeyler olduğu için temeli sağlam atılan, gelişime açık ve baştan savma olmayan bir Türk oyunu beni mutlu etti açıkçası.

Yalnızca, oyunun bu kadar erken bir süreçte yayımlanmak yerine biraz daha ertelenerek erken erişime açılmasını tercih ederdim. İçerik eksikliğinden değil, hatalardan dolayı. Yine de, hem geliştiricilere destek olmak adına hem de 17. yüz yıl Osmanlı’sında geçen güzel bir hikayeye önden adım atmak adına oyunun bu sürümünü de deneyimleyebilirsiniz. Hazır Steam‘de 99 TL gibi çok uygun bir fiyattan satılırken atın kütüphanenize.

Değerli Türk oyun geliştiricilerimize ufak da olsa yapıcı eleştiriler ile katkıda bulunabildiysem ve siz değerli okuyucularımıza oyunu eksiksiz olarak aktarabildiysem ne mutlu bana. Oyunun tam sürümünde tekrardan görüşmek üzere!

İnceleme Özeti

Compass of Destiny: Istanbul İnceleme

Compass of Destiny: İstanbul henüz çok erken aşamada ancak muazzam evren kurgusu ve potansiyeli yüksek yapısı ile öne çıkan bir yapım.
6
Ortalama

İçeriği Paylaş

Yazar Hakkında

Ege Üniversitesi Reklamcılık bölümünden mezun olan ve oyun sektörüne yıllardan beri yoğun ilgi duyan Mert, 3 yılı aşkın bir süredir Turkmmo'da içerik üretiyor.

Ayrıca Okuyabilirsiniz

0

    Cevap Yazın

    Email adresiniz yayınlanmayacak.

    Gameplay
    Graphics
    Longevity
    A mininum rating of 0 is required.
    Please give a rating.
    Thanks for submitting your rating!

    Yorum gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!