Üç kısa filmin ardından ilk uzun metrajını 1998 yılında Following ile çeken Christopher Nolan, hikaye anlatımı ve sinematografi açısından tüm zamanların en mahir yönetmenleri arasında yer alıyor. Kariyerinde unutulmaz pek çok başyapıta imza atan İngiliz sinemacı, bilhassa Inception ve Batman üçlemesinin son halkası The Dark Knight Rises filmleriyle büyük bir övgü topladı.
Elbette herkesin sevdiği Christopher Nolan filmleri farklı olacaktır zira her bir projedeki hikaye muazzam bir kurgu, anlatım tekniği ve atmosferle ele alınıyor. Kariyeri boyunca genellikle iki senede bir film çeken İngiliz yönetmen, Oppenheimer ile bu arayı üç yıla çıkardı. 2017’de vizyona giren Tenet’ten bu yanaki ilk filmi ile geri dönen Nolan, merceğini bu kez İkinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren atom bombasının icadına çevirdi.
78 günde çektiği tarihi dramada tek bir bilgisayar destekli görsel efekt (CGI) kullanmayan yönetmen, filmdeki nükleer patlama sahnelerini çeşitli yöntemler aracılığıyla analog olarak çekti. Daha önce Tenet’te gerçek bir Boeing uçağını patlatan Christopher Nolan yönettiği filmlerde izleyiciye gerçekçilik hissini sonuna kadar verebilmek istiyor.
En İyi Christopher Nolan Filmleri Neler?
Christopher Nolan filmlerinin her zaman böylesine heyecan verici ve çoğu zaman akıllara durgunluk veren bir izleme deneyimi sağladığı göz önüne alındığında, atom bombasının babası hakkındaki üç saatlik yeni destanı öncesinde en sevilen 5 filmini sıraladık. Kai Bird’ün Pulitzer Ödüllü 2005 tarihli kitabı American Prometheus: The Triumph and Tragedy of J. Robert Oppenheimer’ın uyarlaması, Nolan’ın yeni filminin temelini oluşturuyor. O halde lafı daha fazla uzatmadan listemize geçiş yapalım.
5- Interstellar
Ülkemizde Yıldızlararası ismiyle vizyona giren Interstellar, anlatım tekniğiyle zamanın doğasını anlayışımıza darbe vuruyor. Nolan, Memento’dan Interstellar ve Tenet’e kadar zamanla kurduğumuz ilişkiye dair fikrimizi tersyüz ediyor.

Beş Oscar ödülüne aday gösterilen Interstellar, birçokları tarafından tüm zamanların en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Herhangi bir Nolan filminde olduğu gibi, o kadar büyüleyici ve dudak uçuklatan sekanslar var ki, izleyicileri şaşkına çeviriyor. Özellikle Matthew McConaughey’nin karakterinin dördüncü boyutta süzüldüğü ve kızıyla etkileşime girdiği sahne, Interstellar’ı hatırlarken kafamızda canlanan en ikonik an oluyor.
4- Dunkirk
İlk beşin sondan ikinci basamağında, 2017 yapımı Dunkirk var. 2. Dünya Savaşı’ndaki gerçek bir olayı çok ustaca bir anlatımla ele alan yapım, izlerken gerildiğimiz sahneleri, olağanüstü sinematografisi ve usta oyuncu kadrosuyla kendine özel bir yer ediniyor.

Filmin başlangıcında müttefik askerlerden oluşan küçük bir grup, rüzgarda havada dönen hayaletler gibi etraflarında uçuşan kağıt broşürler eşliğinde terk edilmiş kasabada sessizce ilerliyor. Ardından sessizlik, bir silah ateşiyle bozuluyor. Ayrıca İki müttefik pilot ve Naziler arasındaki İngiliz kanalı üzerindeki it dalaşları da inanılmaz derecede gerçekçiydi.
Dunkirk Netflix‘te mevcut, ancak film 31 Temmuz’da kaldırılacak. O yüzden bir an evvel izlemenizi öneririz.
3- Inception
Leonardo DiCaprio’nun insanların rüyalarından bilgi çalabilen ve onları manipüle edebilen profesyonel bir hırsız olarak oynadığı Inception, akıllara durgunluk veren orijinal hikayesi ve görsel efektleriyle en iyi Christopher Nolan filmleri arasında yer alıyor.

Şimdiye kadar yapılmış en yaratıcı soygun filmlerinden biri olan yapım, hepsi farklı becerilere sahip bir rüya hırsızları ekibini merkezine alıyor. Örneğin, ekip üyelerinden biri olan Kimyager, kurbanların rüya görmeleri için yeterince uzun süre uykuda kalmalarını sağlıyor. Tekrar tekrar izlemekten sıkılmayacağınız bir film arıyorsanız, Nolan’ın bu başyapıtını atlamayın derim.
2- The Dark Knight Rises
Batman’in hikayesini anlatan The Dark Knight üçlemesinin üçüncü ve son filmi olan The Dark Knight Rises, Oppenheimer’ın ardından IMDb puanı en yüksek ikinci Christopher Nolan filmi konumunda. Hikaye, Gotham City’yi tehdit eden yeni bir kötü adam olan Bane’in (Tom Hardy) ortaya çıkışı ve şehri kaosun içine sürüklemesiyle başlar.

Bruce Wayne (Christian Bale), Gotham’ın kurtuluşu için Batman olarak geri dönme kararı alır ve yeni düşmanı Bane ile mücadeleye girişir. Anne Hathaway’in Catwoman olarak yer aldığı çizgi roman uyarlaması; toplumsal temaları, insan doğasını ve adaleti sorgulayan derin anlatısı ile bir süper kahraman filminden çok daha fazlası. Film ayrıca karakterlerin gelişimi, karmaşık hikaye kurgusu ve etkileyici görsel efektleriyle de öne çıkmayı başarıyor.
1- Oppenheimer
Christopher Nolan son filmi ile bizleri yeniden İkinci Dünya Savaşı’nın kasvetli yıllarına götürüyor. 21 Temmuz’da sinemalarda gösterime giren Oppenheimer, İngiliz yönetmenin şimdiye kadarki en iyi filmi olarak gösteriliyor. Atomu başarılı bir şekilde parçalamak ve bu enerjiyi dünyanın daha önce hiç bilmediği yıkıcı bir silah için kullanmak için başlayan saplantılı bir arayışını konu ediniyor.

II. Dünya Savaşı’nı hızlı bir şekilde sona erdirecek bombayı geliştirmeye yönelik projeye liderlik eden teorik fizikçi J. Robert Oppenheimer’ı Cillian Murphy canlandırıyor. 78 günde çekilen ve tek bir sahnesinde dahi CGI kullanılmayan tarihi drama, standart 35 mm filme göre daha üstün kalitede bir film formatı olan 70mm olarak çekildi. Öyle ki, filmin orijinal boyutlarındaki IMAX gösterimi için sinema salonlarına bir kamyon dolusu film makarası götürülüyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), New Mexico’daki başarılı denemeden sadece bir ay sonra Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atarak yüz binlerce insanın ölümüne sebep oldu. Bu olay aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesini de sağladı. Fizikçi Oppenheimer’ın testin ardından pişman olduğu ve kendi kendine “Şimdi ölüme dönüştüm. Dünyaların yok edici oldum” dediği de söylenenler arasında.