Kripto para birimlerine ilgi artıyor, özellikle de hem mevcut değerinin hem de sebebinin bir sonucu olan Bitcoin. Pek çok insan, özellikle de geçmişte düşük bir fiyata BTC satın alan kişiler bunu biraz para kazanmak için bir fırsat olarak görüyor. Diğerleri konuyla daha yeni ilgilenmeye başladılar ve “madencilik” ekipmanına, hatta tüm teçhizata yatırım yapıyorlar. Sürekli büyüyen enerji tüketimi için olmasa bunda yanlış bir şey yok. Madencilerin sayısı sürekli artıyor, bu da mağazalarda en sevdikleri “seçim” olan GeForce RTX 3000 kartlarının eksikliğine neden oluyor ve tüm “işletme” bu noktada Arjantin’den daha fazla elektrik tüketiyor.
Bu tür veriler, Cambridge Üniversitesi’nden bilim adamları tarafından sağlanmakta. Mevcut enerji tüketimi, örneğin yılda 121 TWh‘yi aşıyor. Ancak bunlar gerçek veriler değil simülasyon. Şu anda gerçek tüketimi tahmin etmek imkansız. CBECI (Cambridge Bitcoin Elektrik Tüketim Endeksi) tarafından kullanılan model, Bitcoin madenciliği için kullanılan donanımın verilerine dayanmakta.
Grafik, BTC madenciliğine yönelik enerji açısından en verimli yaklaşımı varsayan güç tüketimine karşılık gelen alt çizgi ve donanımın tam gücünü kullanan en üst satır ile üç satırı göstermekte. Ortadaki en olası durumun bir yansıması, yani haftalık ortalamaya göre güncellenen bir medyan. Bu, aniden tüm madencilerin mevcut tüm güçlerini madencilik BTC’sine aktarması durumunda, toplam enerji tüketiminin 288 TWh’ye bile ulaşabileceği anlamına geliyor. En azından teoride ve yıllık bazda.
Kripto para birimlerinin temeli, herhangi birinden bağımsız olarak finansal kaynakları ödemek ve biriktirmek için bir yol yaratmak. Ancak enerji açısından Bitcoin zaten kendi ülkesini yarattı. Soru şu ki, özgürlük için ödememiz gereken bedel bu kadar fazla enerji tüketimi mi?
